John Wick: Bir Aşk Hikayesi

Iosef köpeğini öldürdü ve arabasını çaldı. Santino D’antonio evini yakıp yıktı. Yargıç onu aforoz etti. Marquis Continental’ı yıktı ve Charon’u öldürdü. Ama en önemlisi, Tanrı ondan karısını aldı. Ve elbette tüm bunların bazı sonuçları olacaktı. Tanrı için bile. 

Eyüp’ün hikayesini biliyor musunuz? Tanrı Eyüp’ün tüm varlığını ve ailesini ondan alır ve bunun sonunda arkadaşları, bu kaderi hak etmiş olması için kötü bir şey yapmış olması gerektiğini söylerler. Aynı şekilde John Wick de karısının ölümünden dolayı kendini suçlu hisseder ve bunun sebebinin eski hayatı olduğunu düşünür. Eski hayatını aşk için, karısı için bırakmıştır. Sonuç olarak artık “o” adam değildir. Fakat şartlar onu eski hayatına geri dönmeye çağırır. Yine insanları öldürür ama bu sefer High Table için değil, kendi özgürlüğü için. Yani High Table’a başkaldırır, fakat kendi yeni benliğine, aşka ve Tanrı’ya sadık kalır. Bu sadakat köpeğiyle sembolize edilir.  Köpek bu yüzden bu kadar önemlidir.

John, Iosef’i öldürdü. Santino D’Antonio’yu öldürdü. Santino D’Antonio’yu öldürdüğü için aforoz edildi ki bu da ölümle eşdeğerdir. Ama yine de durmadı. Elder’ı öldürdü. Sonunda Marquis’i öldürerek intikamını aldı. Peki ya Tanrı? Tanrı’yı nasıl öldürürsünüz? John’un kendisi 4 bölümden oluşan bu filmde tüm dünya onun peşinde olmasına rağmen ölmeyen tanrı gibi bir adamdı. Peki ya tanrı gibi biri adam olan John’u nasıl öldürürsünüz? Onun ölümsüz olmadığını kabul ederek. John Wick ölür. Karısına “seven bir koca” olarak kavuşur. Ölümsüzlüğünü, tanrıya benzer gücünü karısı için, yine aşk için bırakmıştır. Eğer John’un ilk imkansız görevinin nasıl bir şey olduğunu merak ettiyseniz, tıpkı bunun gibi bir şey olduğundan emin olabilirsiniz.

5.bölümün olacağını ve John Wick’in bir şekilde yeniden geri döneceğini düşünüyorsanız, sakin olun ve onun ölümlü olduğunu, 4.filmin sonunda öldüğünü kabul edin. Yoksa siz de mi onu ölümsüz sanmıştınız?

Görüşmek üzere.

Geri dönmemi istediniz, geri döndüm. — John Wick