Limit Yok filminin Edward Morra'sı ve Carrie Bradshaw'ın ortak noktası nedir?
- perispective
- 29 Eyl 2024
- 4 dakikada okunur
Bu yazı Limit Yok filminin sembolizmiyle ilgili. Umarım filmi izlemişsinizdir. Aksi takdirde spoiler'lara hazır olun. Eğer izlediyseniz de bu yazı size yeni bir perspektif kazandırabilir ve bu bakış açısıyla filmi yeniden izlemek isteyebilirsiniz. Eddie'nin yaşadığı Carrie Bradshaw anı ise hemen köşeyi dönünce. Ama önce ilk akla gelenle başlayalım.

Berrak/Şeffaf Hap (NZT): İlacın kendisi renksizdir. Şeffaf veya berraktır. Neredeyse bir pleasebo gibi aslında yok bile diyebiliriz. Eddie'ye ilk NZT'sini kayınbiraderi Vernon verdi. Eddie NZT'yi ilk aldığında başka bir Eddie gelip ona katıldı. Gözleri parlaklaştı daha mavi göründü. 6 saattir sigara içmediğini ve yemek yemediğini söyledi. Kafası iyi değildi sadece zihni açıktı, netti. NZT'siz kaldığında ise donukluğun geldiğini ve gözlerinin arkasında ağrının başladığını söylüyor. Bence NZT ile yaptığı her şey NZT olmadan da yapabileceği şeylerdi. Sadece odaklanması gerekiyordu ki zaten NZT'nin simgelediği şey de bu. Ne zaman NZT'siz kalsa veya onları kaybetse, bu onun odağını kaybettiği, dikkatinin dağıldı anlamına geliyor.
Gennady, NZT'yi Eddie'den zorla aldı. Gennady ilacı aldığında kendisini iyi hissettiğini söyledi. Daha akıllı bir adam oldu ve kelime dağarcığı gelişti. Onun da gözleri parlaklaştı ve mavileşti. Onun üzerindeki etkiler Eddie'den farklı çünkü o insanların hayvani, içgüdüsel doğasını temsil ediyor ve insanı hayvandan ayıran en önemli şeylerden biri kelimeler.
Eddie, Lindy'nin hayatının tehlike altında olduğu bir durumda haplardan birini almasını söyledi. Tıpkı Eddie gibi başka bir Lindy ona katıldı. Gözleri parlaklaştı. Normalde asla yapmayacağı bir şey yaptı ve kendini yenilmez hissettiğini söyledi. Ancak bu halinden hoşlanmamıştı. Bu yapanın kendisi olmadığını söyledi. Lindy yenilmez olmayı yani bu gücü reddetti ve bu da sevgiyi seçtiği anlamına geliyor.
Van Loon hiç NZT almadı. Ama sonunda Atwood'un ve Eddie'nin sırrını keşfetti ve ilaç firmasını satın larak NZT'ye sahip oldu. O yalnızca NZT kullanan insanlara sahip olmak istiyordu. Onlar üzerinde otorite sahibi olmak, akıllıca bir hamleydi.

Fırın: Eddie, Vernon'un dairesine gidip onu öldürülmüş halde bulduğunda, daha fazla NZT bulmak için evi aradı ve onları fırında buldu. İşte bu Eddie'nin Carrie Bradshaw anıydı! Carrie de ayakkabılarını fırında saklıyordu. Nedir bu fırın olayı? Fırın, derinlerinde hazineler saklayan anne arketipinin simgesidir. Hem NZT hem de ayakkabılar karakterler için hazinedir.
Peki ya Vernon ve Melissa?: Filmin ilk bölümünde Vernon Eddie'ye hapın tamamen güvenli ve FDA onaylı olduğunu söylemişti. Eddie bunun bir yalan olabileceği ihtimalini görmezden geldi. Filmin ilk kısmı da NZT'nin olumlu etkileri üzerineydi ve yalnızca Eddie ile ilgiliydi. Ancak ne yaptığını hatırlamadığı o gecenin ardından Vernon'ın kadın versiyonu yani Eddie'nin eski eşi Melissa ortaya çıktı ve hapın olumsuz etkilerini anlattı. Melissa'nın ilaçla ilgili deneyimlerini öğreniyoruz ama Vernon'ın deneyimlerini bilmiyoruz. NZT'nin kadınlarda hoş bir etki bırakmadığı fikrindeyim. NZT'nin karanlık tarafı bir kadınla, olumlu etkileri ise bir erkekle sembolize edilmiştir.
O Gece: Ne yaptığını hatırlamadığı o gece, Van Loon'dan ayrıldıktan sonra odağını kaybettiğinde gerçekleşti. Ama ondan önce gazetede kendi hakkında çıkan makalede "Tanrı" olduğu yazıldığında da olmuştu. Ve Lindy ona bir şey yiyip yemediğini sormuştu. Van Loon ile olan toplantısından hemen önce bir şeyler yemişti. Yemek yemeyi ve uyumayı unutmadığında ve alkol almadığında bu deneyimi bir daha yaşamadığını belirtmişti.
Yani tamamen insani ihtiyaçlar. Bu Eddie için bir uyarıdır: Tanrı olabilirsin, ama insan olduğunu da unutma.
Deniz Kabuğu: Eddie, NZT getirmesi için Lindy'den yardım istediğinde Lindy kendi evindeki deniz kabuğunun içinden çıkardı NZT'yi. Bu Lindy'nin NZT ile tanışması, onun aydınlanması olacak. Deniz kabuğunun içinin çukur oluşu onu yine bir anne sembolü haline getirebilir. Ayrıca deniz kabuğunun üflenmesi sorunların sona ermesi, iyiliğin kötülüğe karşı zafer kazanması anlamındadır.
Birleşme: Film boyunca yapılan tek birleşme Van Loon ve Atwood'un şirketleri arasında gibi görünüyor. Ama bu dışardaki birleşmedir. Van Loon için bu gençlik ve yaşlılığın, deneyim ve yeteneğin birleşimidir. Eddie için bu hapı aldığında ortaya çıkan diğer Eddie ile birleşmesidir. Eski Eddie ve yeni Eddie'nin birleşimi. Lindy'nin ona hangisinin gerçek Eddie olduğunu sorduğu otel odasındaki sahneyi hatırlayın. Ve filmin başında Lindy'e evlenme teklif etmek üzereydi. Evlilik de bir birleşmedir. Lindy için bu sevgi ve gücün birleşmesidir. Filmin sonunda Eddie Gennady'nin kanını içtiğinde bu da onların birleşimi olmuştur. Yani içgüdü ve aklın birleşimi.

4 Numara: Eddie, Maria Winberg şüphelilerinden biri olarak polis merkezine çağrıldığında diğer şüpheliler arasında 4 numaraydı. Bu sahnede Eddie herkes gibi biriydi. 4 tamamlanmanın sayısıdır. Tamamlanmış olmak artık filmdeki diğer karakterlerden öğrenmesi gereken her şeyi öğrendiği anlamına gelir. Kendisi, Gennady, Van Loon ve Lindy tam 4 eder.
Celestial Binası: İşler kontrolden çıkınca Eddie, bir kaleden farksız bir bina olan Celestial'a taşındı. "Celestial" göksel, ilahi demektir. Dünyada bir etki yaratabilmek için, yeryüzüne inmeniz gerekir. Gennady onu öldürmeye geldiğinde Eddie ve dört haneli IQ'su Celestial isimli bir binada tek başınadır. Bu sahnede Eddie son NZT'sini yine düşürür, tıpkı Gennady'nin ondan ilk NZT'yi aldığında olduğu gibi ve Gennady de elinde son kalan NZT'yi içer. Eddie NZT olmadan, içgüdüleriyle akıllı Gennady'i öldürür. Gennady de zaten eski halinden pek memnun değildi. Ve bunun "göksel" bir yerde gerçekleştiğini unutmayın.
Senatör: Peki en sonunda ne oluyor? Eddie senatör olarak artık kendi ülkesinin kralıdır. Artık otorite kendisidir. Onun sadece oyuncaklarla oynmaasını isteyen Baba Satürn'ü ve eski halini yenmiştir. Ve bağımlı da değildir. Van Loon otoritesini kaybetmemek için burada son bir hamle yapıyor. Burdaki konuşmaları birleşme toplantısı sonrasındaki konuşmanın paralelidir. Van Loon Eddie'yi kaybetmiş olabilir, ama artık NZT üreten bir laboratuvarı vardır. Bu da onun için uygun bir oyuncak.
Eddie'nin garsonlarla onların anadilinde konuşması da neyin nesi?: Bunun çok havalı olduğunu belirtmeme gerek yok ve muhtemelen Lindy'i etkilemek için yapıyor ama bunun dışında Eddie ne zaman bir garsonla onların anadilinde konuşsa, yeni bir saç kesimiyle beraber yeni bir iş ile yeni bir adam olarak ortaya çıkmış oluyor. Yani farklı bir dilde konuşması da onun yeni bir adam olduğuna işaret ediyor. Ayrıca o farklı diller konuşsa da hep aynı olan "insan"dır.
Comentários